Kasım 18, 2024

Doğruyu Bilip de Yap(a)mamak

Klinik Psikolog

Doğruyu Bilmek

İnsanlara tavsiye vermeyi saçma buluyorum. Şuna inanıyorum: İnsan zaten yapması gereken şeyleri kendi bulabilir. O işi ertelememesi gerektiğini, o insanla takılmaması gerektiğini, o söylenenlere kulak asmaması gerektiğini vs… Bunların hepsini kendi bulabilir veya bilebilir. 

Biliyoruz bilmesine de erteliyoruz be hocam! Takılıyoruz ve ciddiye alıyoruz. Bildiğimizi yapamadığımızı çok sık fark ediyoruz günlük hayatta. Burada istediklerimize ulaşmak için kafamda iki seçenek kalıyor geriye: Ya sadece bildiklerimizle hareket etmiyoruz ve farklı bir şeyler de davranışlarımıza yön veriyor, ya da başka bildiğimiz şeyler de var ve farkında değiliz. 

‘Duygu’ ya nasıl bakıyorsanız bu iki seçenekten birisine tercih edip, cevabına da ona göre ‘ evet benim atladığım şey aslında duygu’ diyebilirsiniz aslında. Bilişten farklı bir şey olarak düşünürseniz davranışlarımıza yön veren farklı bir enstrüman duygu. İlk seçenek için uygun bu bağlamda. Ya da bize bilgi veren başka bir yol, başka bir kanal derseniz bu sefer de ikincisine duygu diyebilirsiniz. Bugün duyguyu anlatmak istediğim için sizi duygu cevabına sıkıştırmak istiyor da olabilirim 🙂 

 

Duyguların Dili 

Duygular üzerine doğrudan hakimiyet kurabileceğimiz şeyler değiller. Aksine bazen hakimiyetimizi bizden alan ve bize bir davranış yaptırma potansiyelinde olan şeylerdir.Bu yüzden ne hissettiğimizi ‘bilmeye’ ihtiyacımız var. Özellikle bilmeye diyor ‘kontrol etmeye’ demiyorum çünkü duygular doğrudan kontrol edilebilir şeyler değillerdir. Kendilerine göre hareket edebileceğimiz şeylerdir. Hakkımıza girildiğinde öfkelenir, köpek havladığında korkar, birini kaybettiğimizde üzülür, birisi bize bir iğrençlik yaptığında tiksiniriz. Bunlar doğrudan tüm bedenimizle bu olaylar karşısında doğru hareket etmemizi sağlarlar. Hatta ‘düşünerek karar vermeden’ doğruyu yapmamızı sağlarlar. Ama gelgelelim ki hayatta herkes bu duyguları içinden geldiği gibi yaşayamaz veya bu ortamlara uygun tepkiler içinden gelmez. Bu durumda bir şeyler yanlış gider. Huzursuzluk hali ve bölünmüşlük yaşanır. Bir kayıp olayını düşünün. Cenazesindeki üzüntüyü korkusundan dolayı yaşayamayan birisi olabilir veya üzüntüsünü sürekli öfkeyle yaşamaya çalışabilir ve bir türlü doyuma ulaşamaz. Yaşanmayan yas durumu tetikliyicileriyle beraber devam eder. Sürekli kaygılı ve öfkeli olmak bir sıkıntılı hal oluşturur. 

Duyguların hayatımızdaki etkisini anlatabilmek için yukarıdaki herkese tanıdık gelebilecek cenaze olayını paylaştım. Baskılanmış bir üzüntün sesinin üstünde, haksızlığa uğramış öfkeli bir ses… Yani sanki aynı bedende konuşan iki ses var ve bir tanesi çok can yaktığı için diğeri onu kapatıyor. Bu mekanizma karar alma süreçlerimizde de inanılmaz etkili. İçerde farklı ihtiyaçlarımıza seslenen dış yaşantılara belki bu yüzden tutunuyoruz. Yani bizim görmek istemediğimiz veya göremediğimiz ihtiyaçlarımıza hitap eden ayrılamadığımız insanlar, ertelediğimiz işler olabilir. Onlar bize hangi duygunun ihtiyacını karşıladığını fark edip, kendimizde o ihtiyacı karşılayacak daha işlevsel şeylere yönelirsek istediğimizi yapma ihtimalimizde o denli gerçekleşecektir diye düşünüyorum. Hatta o ihtiyaçlar karşılandığında belki isteklerimiz bile değişecektir. Bu yüzden yazının başındaki insanlara tavsiye vermeyi saçma buluyorum cümlemi ‘zamansız tavsiye vermeyi saçma buluyorum’ cümlesiyle tam şimdi değiştiriyorum ve şu tavsiyede bulunuyorum. 

Ne yapılabilir ?

Yanlışa çekilen bir yanın veya kurtulmak istediğin sıkıntılı bir hissin varsa o yanlışta ne aradığını veya o hissin sana ne anlattığını bulmaya çalışabilirsin. Bu sayede örtülü ihtiyaçlarını keşfederek kendini tanıyabilirsin. O ihtiyacını ya kendinle ilişkini değiştirerek ya da daha doğru kaynaklara yönelerek karşılayabilirsin. Bu sayede içinde konuşan iki sesin huzursuzluğunu ortadan kaldırma ihtimalin ortaya çıkar ve

‘Ya doğru bildiğini değiştirirsin ya da yaptığını’.

Abdullah Anıl Yücesoy

Abdullah Anıl Yücesoy

Klinik Psikolog

Whatsapp
Size Nasıl Yardımcı Olabiliriz?
Size Nasıl Yardımcı Olabiliriz?