Eylül 25, 2023

ÇOCUKLUĞUN MATEMATİK İLE İMTİHANI

 

MATEMATİKSEL DÜŞÜNME PROGRAMI NEDİR?

‘Matematiksel Düşünme Programı’ matematik öğrenmekte güçlük çeken çocukların, zihinsel ve duygusal ihtiyaçlarının analiz edildiği, bu analizler doğrultusunda çocuğun tüm bu ihtiyaçlarına cevap vermek amacıyla hedefler dizayn eden bir psikoeğitim programıdır.

Matematiksel Düşünme Programı’nı kendi çocukluğumun öğrenme ve anlama ihtiyaçlarından ayrı bir yerden anlatamam. Bu yazıyı, tüm çocukluğu boyunca matematiği anlama ihtiyacı içerisinde olmuş fakat, ancak ezberleyebileceği bilgilerle karşılaşmış bir iç çocuk ile yazıyorum.

Ham bilginin girdiği form, öğrenebilmenin veya öğrenememenin başlıca sebeplerindendir. Tam olarak bu yüzden ‘eğer bir çocuk yapılan dersten bir şey öğrenemiyorsa, çocuğun öğrenebileceği şekilde dersi işlemek zorundayız.’

Bu cümlemi biraz açıklamalıyım ve bunu ancak kullandığım iki kavramı açıklayarak yapabilirim: ‘öğrenmek ve ezberlemek’.

Öğren-mek kelimesinin anlamı eski Türkçede alışmak, evcilleşmek ve ünsiyet kazanmak anlamlarına geliyor. Günümüzde ise ‘öğrenmek’ kavramını yaşantılar sonucu gelişen davranış değişikliği olarak tanımlıyoruz. Bir bilginin öğrenildiğini, o bilginin geliştirebildiği uzun süreli davranış değişikliğinden anlarız.

Bir de ‘ezber’ kelime kökeninin ve ezberlemek fiilinin tanımlamasını yapmak gerekir. Ezber Farsça ‘hafızadan’ deyiminden alıntıdır ve ‘herhangi bir sözü, davranışı, bilgiyi olduğu gibi akılda tutmak’ olarak tanımlanmaktadır.

Günümüzde kullandığımız anlamıyla bir ‘dersin’ öğrenme deneyimi ile sonlanabilmesi için bilgiyi öğrenen kişinin aktif sorumluluk alması ve öğrendiği bilgi ile anlam dünyasında değişiklikler yapması gerekir. Bilgiyi alır, daha önce sahip olduğu bilgiler ile bağlar veya bağlayamaz. Zihninde yeni bağlamlar, yeni bütünlükler oluşturur. Öğrenmek tam olarak böyle bir deneyimdir ve zordur.

Günümüzde kullandığımız anlamıyla ‘derslerin’ çıktılarını ezber deneyimler olarak görmek istiyoruz. Okullarda, bilgi kesin ve net haliyle çocuklara anlatılıyor.  Öğrenenden -çocuklardan- beklenen tek davranış kendisine anlatılan kesin ve net bilgiyi geri vermesi. Bu kadar. Bilginin zihinler arası -herhangi bir anlam değişikliğine uğramadan- transferi olarak değerlendirebiliriz.

Bilgi, büründüğü forma göre çocukların zihinlerinde barınır. Yalnızca transfer değeri taşıyorsa, öğrenmenin tanımında yaptığımız gibi bir davranış değişikliği gerektirmez. Kesin ve net halde olan bilgi; zihinden zihine, zihinden sınav kağıdına aktarılır ve kalıcı değildir.

Özetle, bilgiyi öğrenmek ve bilgiyi ezberlemek aynı şeyler değillerdir.

Anlamadan öğrenmek olmaz. Öğrenmeden -kalıcı davranış değişikliğinden- bir adım öncesi anlamaktır.

‘Matematiksel Düşünme Programı’ öncelikli olarak matematiği anlama ihtiyacı ardından çocukların zihinlerinde anlam bütünlüğü oluşturabilecek bir formla çocuklarla buluşma hedefi ile oluşturulmuş bir programdır. Karşılaşmak zorunda kaldığı disiplinin ne olduğunu anlamak evrensel bir çocukluk ihtiyacıdır ve çocukların hakkıdır.

Matematik, insanlığın miktar belirlemek amacıyla ‘saymak’ ihtiyacından doğmuştur. Hatta matematik tarihine baktığımızda ilk saymanın hayvanlara sahip olan insanoğlunun her bir hayvanı ile bir çakıl taşını eşleştirmesi sonucu olduğunu görürüz. Yani insanlık sayma ihtiyacını eşleştirme ile karşılamıştır. Önce çakıl taşları ile ardından adına rakam dediği sayı sembolleri ile.

Geçen hafta, 12 yaşında olan bir çocukla yaptığım *MDP (Matematiksel Düşünme Programı) çalışmasında matematiğin ilk icat edildiği -icat mı keşif mi bilmiyorum- zamanlardan bugüne kadar olan süreyi parçalara ayırarak çeşitli sembol dönemleri oluşturduk. Kendisi bir matematik mucidi oldu ve tüm zamanlara farklı sayı sembolleri tasarladı. Bilginin formu olarak tasarladığım içerik çocuğun ‘sayı’ ve ‘sembol’ kavramları arasındaki farkı keşfedebilmesiydi. Gerisini ona bıraktım ve süreci o tasarladı.

Kendisi tarih sahnesinde matematiğe ihtiyaç duymuş, diğer türlü koyunlarının miktarını belirleyemeyen bir çobandı ve matematiğe neden ihtiyaç duyduğunu iyi biliyordu.

Çocukluğumda soru soran zihnim hep ‘neden matematiğe ihtiyaç duyduğumuzu’ sorar dururdu…

Soruları olan çocukluğumuza ve soruları olan çocuklara katkı sunmasını dilerim.

Bir sonraki yazımda matematik öğrenmenin veya öğrenememenin duygusal ve zihinsel boyutundan bahsedeceğim.

Sevgiler

Nur

 

 

Whatsapp
Size Nasıl Yardımcı Olabiliriz?
Size Nasıl Yardımcı Olabiliriz?