
Oyun Terapisi: Hangi Durumlarda Etkili?
Psikolojik Danışman“Oyun terapisinde çocukla kurulan ilişki, ortasında muhteşem bir vazonun bulunduğu zifiri karanlık bir odaya girmek gibidir. Siz odada bir vazo olduğunu bilseniz ve zifiri karanlık bir oda olsa, ne yapardınız? Vazonun varlığını bilerek, onun güzelliğini takdir etme arzusuyla dolu bir şekilde, dikkatle bu karanlığa adım atarsınız. Karanlıkta acele etmez, ellerinizle hızlıca sallanarak vazoya çarpmazsınız; bunun yerine, odanın boyutlarını keşfetmek için yavaşça hareket edersiniz. Zihniniz, etrafınızdaki nesneleri algılamaya odaklanır. Sabırla, kararlılıkla ilerler ve nihayetinde nazikçe vazonun varlığını hissedersiniz. Bu an, rahatlama ve neşe ile doludur. Vazonun şekli ellerinizde belirginleşir, zihninizde canlanır. Oyun terapisi de işte böyledir; çocuğa sabır ve nezaketle yaklaşmak, onun hassas dünyasında dikkatle ilerlemek ve sonunda onun duygusal derinliklerine nazikçe dokunmaktır.”
Garry Landreth, Oyun Terapisi § İlişki Sanatı kitabında oyun terapisini bu metaforla açıklar. Aslında bu, oyun terapisini en net şekilde açıklayan tanımlardan biridir. Çocukların hassasiyeti sıklıkla bir sanat eseri veya pırlantaya benzetilir. Bu hassasiyet, sadece sorunlara müdahale ederken değil, çocukla tanışırken ve bağ kurarken de özen gerektirir.
Danışmanın özenli tutumu, güven ortamını oluşturur ve ilişkiyi şekillendirir. Danışman, oyun odasında çocuğun problemlerini çözmeye çalışmaz. Yetişkinler olarak, genellikle birisi bize bir problem anlattığında hemen yardım etmek isteriz. Ancak çoğu zaman, kişi sadece eşlik edilmek ister. Özellikle, çözüm üretemeyeceğimiz durumlarda, tavsiyeler vermek rahatsız edici olabilir. Yas veya mutsuzluk gibi durumlarda, bir çözüm üretmek mümkün değildir. Bunun yerine, duygulara eşlik etmek önemlidir. Psikolojik danışmanlık ilişkisinin profesyonel bir bağ olduğunu ve arkadaşlık ilişkisinden farklı olduğunu vurgulamak isterim.
Oyun terapisi, çocuğun iç dünyasına ışık tutar
Oyun terapisi, çocuğun iç dünyasını keşfetmesi için uygun bir ortam oluşturur. Bu ortamda çocuk, yaşadığı sorunları dışa vurur ve onarır. Bu, zihinsel bir aktiviteye benzer; uygun bir ortamda kafamızdaki sorunları çözmek ve parçaları birleştirmek gibi. Oyun odasında çocuk özgürdür, ancak bu özgürlük sonsuz değildir. Sınırlar vardır ve çocuk bu sınırları aştığında, tercihlerinin sonuçlarıyla karşılaşır.
Oyun odasında belirli kurallar yoktur. Çocuk, oyuncaklarla istediği şekilde oynayabilir. Bir arabayı alıp uçak yapabilir; bu, tamamen hayal gücüne kalmıştır. Oyuncaklarla kendini ifade eder.
Çocuğun yaşadığı sorunlar duygusal ve davranışsal olabilir ve bu sorunlar dış faktörlerden bağımsız değildir. Bu yüzden aile süreç içerisinde aktif rol oynar. Belirli aralıklarla aileyle görüşülerek dış ortamın çocuğun gelişimine katkı sağlayacak şekilde organize edilmesi için ebeveyne danışmanlık verilir.
Oyun terapisinde çalışılan başlıca sorunlar:
-
- Kaygı (genel kaygı, ayrılık kaygısı, sosyal kaygı)
- Korku (karanlık korkusu, tek yatamama korkusu, okul korkusu)
- Travmatik yaşantılar (boşanma, ölüm, istismar, doğal afetler vb.)
- Gelişimsel bozukluklar (otizm spektrum bozukluğu ve diğer gelişimsel bozukluklar)
- Sosyal ilişkilerdeki sorunlar (akran zorbalığı, mutizm, iletişim sorunları)
Oyun terapisi, çocukların duygusal ve davranışsal sorunlarını anlamak ve çözmek için etkili bir yöntemdir. Çocuğun iç dünyasına nazikçe dokunarak, onun hassas duygusal ihtiyaçlarını karşılamayı hedefler. Ailenin ve terapistin iş birliğiyle, çocuklar güvenli ve destekleyici bir ortamda kendilerini ifade edebilir ve sorunlarının üstesinden gelebilirler. Eğer çocuğunuzun duygusal veya davranışsal zorluklar yaşadığını düşünüyorsanız, oyun terapisi onun dünyasına ışık tutmak ve gelişimine katkı sağlamak için güçlü bir araç olabilir. Bu terapi, çocuğunuzun kendini ifade etmesi, duygusal ihtiyaçlarını karşılaması ve sağlıklı bir şekilde büyümesi için önemli bir destek sunar.