
Çocuğunun Matematik Ödevleri ile Boğuşan Ebeveynlere Öneriler
Çocuğu ilkokula veya ortaokula giden ebeveynlerin problem yaşadıkları durumlardan bir tanesi de ödev saatleri.
Çocuğunuz ödev saatlerini erteliyor, uyku saati yaklaştığında ödevi aklına geliyor veya ödevlerini ertelemese bile ödevin başına oturduğunda istekli ve verimli bir şekilde ödev yapamıyor. Bu durumlar sizi bir hayli kaygılandırıyor ve strese sokuyor.
Çocuğu ilkokula veya ortaokula giden ebeveynler, genelde çocuklarının ödevlerine yardımcı olmaya çalışıyorlar. Çocukların ödevlerine yardımcı olmaya çalışırken onlar da zorluk çekebiliyorlar ve problem yaşayabiliyorlar. Özellikle bu ödevler matematik ödevleri ise konu daha da içinden çıkılmaz bir hal alabiliyor.
Sevgili Ebeveynler, sizi anlıyorum ve bugün bu problemin sebepleriyle ilgili biraz konuşalım istiyorum.
Matematik öğrenirken zorlanan çocuklar, haliyle matematik ödevlerini yaparken de zorlanıyorlar. Çocuklarınıza yardımcı olmaya çalışıyorsunuz. Ödevlerinde onlara destek olmaya çalışıyorsunuz. Hatta ödev yaparken zaman zaman bazı konuları onlara anlatmaya, öğretmeye çalışıyorsunuz. Örneğin çocuğunuzun şu sıralar okulda işlediği matematik konusu kesirler. Haliyle ödevleri de kesirlerle ilgili oluyor. Ödevlerle ilgili ona yardımcı olacaksınız, ödevin başına oturuyorsunuz. Çocuğunuza kesirler anlatmaya çalışıyorsunuz.
Anlatıyorsunuz anlamıyor,
tekrar anlatıyorsunuz yine anlamıyor,
daha yüksek bir sesle anlatıyorsunuz hiç anlamıyor.
Artık sizin de ruh haliniz değişiyor ve geriliyorsunuz. Çocuğunuz gerginliğinizi hissediyor ve iyice içine kapanıyor.
Olay kaosa dönüyor..
Ödev saatleri sizin için işkenceye, çocuğunuz için de matematik ödevleri birer işkence aracı haline dönüyor.
Sen çok sevgili ebeveyn şu iki gruptan bir tanesine dahil olabilirsin. Gruplardan biri şu;
çocukluğunda, okul hayatında matematikle aran çok iyi olmuş olabilir. Sana anlatılan konuları hemen kapmış, çabucak öğrenmiş, karşına gelen matematik problemlerini de hızlıca çözmüş bir çocuk olabilirsin. Yani matematik konuları senin için çok kolay olabilir. Sen böyle biriyken, çocuğunun bu kadar kolay olan şeyleri neden anlamadığını anlamakta zorlanıyor olabilirsin.
Gruplardan bir diğeri olan şuna da dahil olabilirsin; çocukluğunda matematikten çok hoşlanmayan, matematik dersiyle arası çok iyi olmayan bir çocuk olabilirsin. Senin için
de durum şöyle daha zor; çocuğunun aslında neyi anlayamadığını anlayabiliyorsun onunla empati kurabiliyorsun ama onun neden anlayamadığını sen de bilmiyorsun.
Hangi grupta olursan ol, karşı karşıya kaldığın problem durumu dolayısıyla zorlandığını anlayabiliyorum.
Öğrenme problemi, çocuğun için çözülmediğinde, büyüyerek kaosa dönüşüyor ve içinden çıkılamayacak bir hal alıyor.
Sevgili ebeveyn,
hangi grupta olursan ol çocuğunun matematik öğrenememesini veya matematik öğrenmekte zorlamasını hangi sebeplerle açıklıyorsun?
Zeli değil veya Zeki ama çalışmıyor o yüzden anlayamıyor diye düşünüyor olabilirsin. Korkuyor matematik dersinden o korkunun üstesinden gelemiyor diye de düşünüyor olabilirsin.
Belki de ‘zaten bizim aile matematik konusunda çok iyi değildir, genetik bir problem bu’ diyerek de açıklıyor olabilirsin bu durumu.
Benim danışmanlığıma başvuran çocukların matematik öğrenme zorluklarını şu
şekilde açıklıyorum;
Çocuğunuz siz birlikte ödev yaparken ona anlattığınız şeyi anlayabilmek için gerekli olan ve öncesinde öğrenmesi gereken şeyleri bilmiyor olabilir.
Biz buna altyapı bilgileri diyoruz.
Şöyle düşünün;
Bir ev inşaa edilirken, önce evin temeli atılır ve temelinin sağlam olduğundan emin olduktan sonra daha kompleks olan üst katlar inşaa edilir.
Dolayısıyla sağlam bir temel atılmadığı sürece o bina herhangi bir sarsıntı karşısında kolaylıkla zarar görebilir.
Bu bina analojisini çocuğunuzun zihni olarak düşünün. Çocuğunuzun zihninde gerekli olan
altyapı bilgileri yeterince ve sağlam bir şekilde atılmamışsa, sizin onun üzerine inşaa etmeye çalıştığınız katları sağlıklı bir şekilde inşa edebilmeniz çok değil.
Peki, temel derken neyi kastediyorum?
Birçok insan, temel bilgiler derken kastettiğim bilgilerin saymak veya rakamları düzgün
bir şekilde yazabilmek olduğunu düşünüyor. Halbuki kastım bu değil. Sayabilmek yetmez, daha derinlere inip onun zihninde saymayı nasıl algıladığını anlamalısınız. Rakamları düzgün bir şekilde yazabilmesi yetmez. Rakamların bir şeylerin sembolik ifadeleri olduğunu
bilmesi gerekir. Dolayısıyla temel bilgi olarak nitelediğimiz şeyin bilginin özü ve anlamı olduğunu anlayabilirsiniz.
Temel bilgiyi ne oluşturur?
Geçen gün gün sosyal medyada bir video gördüm. Bir anne, çocuğuna hikaye okuyor. Çocuğun bilmediği birkaç kelime geçiyor hikayede. Çocuk annesini durduruyor ve o kelimelerin ne anlama geldiğini soruyor.
Örneğin, kelimelerden bir tanesi delikanlıydı. Anne kelimenin ne ifade ettiğini açıkladıktan sonra hikayeyi okumaya devam etti. Çocuğun kendisine okunan o metnin anlamını kavrayabilmesi için kelimelerin anlamlarına ihtiyacı var.
Gelelim zihinsel temel bilgilerimizi oluşturan araçların kavramlar olduğunu konuşmaya.
Peki kavram ne demek?
Bir nesnenin, bir durumun veya bir olayın zihinsel resmini oluşturan araçlardır kavramlar. Kavramlar, bir şey içindeki ben benzer durumları ifade ederler. Örneğin meyve bir kavramdır. içerisinde ortak özellikleri olan bir nesne grubunu tanımlar.
Tabii ki kavramları kendi içlerinde kategorize edebiliriz; somut kavramlar, soyut kavramlar, uzmanlık kavramları veya temel kavramlar.
Norveçli pedagog Magne Nyborg 23 tane temel kavram tanımlar ve der ki; bizler bu 23 temel kavram aracılığıyla dünyayı algılar ve anlamlandırırız.
Çocukların bu 23 temel kavramı bildiğinden emin olmamız gerektiğini söyler ve matematik öğrenirken de bu temel kavramları bilip bilmemenin çok elzem olduğundan bahseder çalışmalarında.
Bu temel kavramlarla sezgisel olarak karşılaşırız. Bizler büyürken kavramlarla ilgili bilinçli dersler almadık. Bilinçli kavram dersleri almak, bu kavramların ifade ettikleri anlamlarla bilinçli şekilde karşılaşmak zihnimizi daha güçlü bir hale getirir.
Ali Sinan Sertöz’ün kitabında -Matematiğin Aydınlık Dünyası- bahsettiği gibi, matematik dünyayı tasvir etmenin yollarından bir tanesidir. Dünyayı tasvir ederken kullandığımız zihinsel araçlar da kavramlar olduğuna göre, kavramları bilmeden çocukların matematiği anlaması, anlamlandırması ve problemleri çözmesi tabii ki zor olacaktır.
Dünyayı tasvir ederken kullandığımız kavramların anlamlarından emin olduğumuzda çok daha özgür ve çok daha güvenli bir şekilde tasvir edebiliriz dünyayı.
Özetle, çocuğunuz matematiği anlayamamaktan daha ziyade sizin ağzınızdan çıkan
kelimelerin ne demek olduğunu bilmiyor olabilir. Dolayısıyla sizin anlattığınız kesirler,
dört işlem onun için Tabii ki anlamsız ve anlaşılmaz bir yerde olacak.
Matematik öğrenirken zorlanan çocukların kimler olduğunu iyi tasvir edebilmek için onların ortak özelliklerine bakmak gerekir;
- Matematik dersi çocukların karşılaştıkları matematiksel problemleri çözerken çeşitli stratejiler geliştirmesini gerektirir. Matematik öğrenmekte zorlanan çocukların kötü çözüm stratejileri vardır veya stratejileri yoktur. Ne yaptığını veya neden yaptığını anlayamayan bir çocuğun strateji geliştirmesini beklemek de çocuğa yapılan bir haksızlıktır.
Kavramlar önemlidir çünkü;
-
Kavramlar zihinsel düzen yaratırlar. Bunu, çok sağlam bir arşive sahip olmak gibi düşünebilirsiniz. Eğer iyi istiflenmiş bir arşiviniz varsa herhangi bir zaman diliminde o arşivin içerisinden İhtiyacınız olan şeyi gidip rahatlıkla bulabilirsiniz ve bu güven verir.
-
Kavramlar, tüm anlam dünyamızın temelini oluştururlar. Eğer kavramlara yönelik sağlam bir anlayışımız yoksa matematik kaosa döner.
Kontrol edemediğimiz veya kullanamadığımız bilgi yüktür. Sağlam bir kavramsal altyapı bilgisine sahip olan çocuklar bilgiyi uzun süre hafızalarına rahat bir şekilde kaydedebilirler.
İhtiyaçları olduğunda da o bilgiye erişip onları kısa süreli hafızalarına getirirler.
Çocuğunuz matematiği öğrenemiyorsa bunun muhakkak bir nedeni vardır.
Nyborg’da dediği gibi;
her çocuk öğrenebilir, yeter ki nasıl öğreteceğimizi bilelim.
Sevgiler,
Nur.