İnsanlar konuşarak anlaşır. Konuşarak sorunlarını çözerler, bu sorunlara çözüm ararlar. Çocuklar ise henüz dil gelişimi ve kelime dağarcığı o kadar ileri olmadığı için kendilerini oynayarak ifade ederler. Oyunlar kurarak bu oyunlarla konuşurlar. Oyun dünyası ile gerçek dünya arasında ayrım yapamazlar. Oyun, gerçek dünyanın bir kurgusudur.
Oyun Terapisinde de birden fazla yaklaşım vardır. Bu yaklaşımlardan önde gelenlerden bir tanesi yönlendirici olmayan oyun terapisidir. Yönlendirici olmayan oyun terapisi türünde, terapinin odağında çocuğun kendini iyileştirmesi için olanak sunulması vardır. İnsan iyileşmeye yatkındır ve özgür bırakıldığında kendini iyileştirme yolları arar der. Bu düşünce kapsamında çocuğun iyi ve kötü duygu ve düşünceleriyle koşulsuz kabulü üzerine yoğunlaşır. Çocuk, terapi içerisinde kendini bulma yolculuğuna çıkar. Tıpkı yetişkin danışmasında olduğu gibi.
Çocuk, kendini bulma yolculuğunda danışmanı sınar. Ben burada yaptıklarımla yargılanacak mıyım diye test eder. Burada danışmanın dikkat etmesi gereken nokta çocuğa yargılayıcı ya da yorum içeren ifadelerde bulunmaktan kaçınmasıdır. Çocuk eşyaları kırmayı denemek, sınırları ihlal etmeye çalışarak da danışmanın ve danışma oturumunun sınırlarını zorlamaya çalışabilir. Çocuğun bu tutumlarında duygularına ve davranışlarına farkındalık yapılabilecek en iyi tepkidir.
Çocuk kabul edildiğini gördüğünde şaşırabilir. Özellikle yönerge almaya alışkın çocukları burada fark ederiz. Danışmandan sürekli komut beklerler. Danışman bir komut vermediğinde ilk başta uyum sağlamakta zorlansalar da danışmanın bu tutumunu devam ettirmesiyle birlikte kendi istekleri doğrultusunda oyunlar oluşturmayı deneyebilirler. Bu şekilde çocuğun sorumluluk duygusu ve benliği güçlendirilebilir.
Çocuğun içinde kalmış olan öfkesi, hayal kırıklığı, üzüntüsü veya mutluluğu oyun ile ortaya çıkar. Bu duyguları ifade ederek bu duyguların yoğunluğu azalır. Örneğin öfkesi olan bir çocuk düşünelim. Bu çocuk ailesi ve öğretmenleri tarafından sürekli agresif tavırlar sergilediği için şikâyet edilerek oyun terapisine getirilsin. Oyun terapisi odasında saldırganlık temalı oyunlar oynayabilir. Öfke duygusunu yok saymak burada yapılan yanlışlardan bir tanesi olabilir. Öfke duygusu vardır. Bu duyguyu kabul edip bu duyguyu uygun yöntemlerle ifade edebiliyor olmak önerilebilecek bir amaçtır. Hiçbir çocuk öfkesini dur denilerek bitiremez. Hatta bu öfkenin birikmesine ya da farklı ortamlara yansıtılmasına sebebiyet verebilir.
Ebeveynler veya psikolojiye ilgisi olan insanlar genelde bu konuda çıkarım yapılmasının önemli olduğunu düşünürler. Evet, çocuğun oynadığı oyunların bir anlamı olabilir. Bu direkt bir sorunu ifade etmeyebilir. Çocuk kendi içinde bir şeyi çözmeye çalışıyor veya öğrenmeye çalışıyor olabilir. Daha önceden bir yerde öğrendiği bir durumu canlandırıyor olabilir. Sürekli tekrarlayan oyun temalarının tabii ki bağlamı içerisinde belirli anlamı vardır. Bu anlamların herkes için aynı olduğu yanılgısına düşmemek gerekir. Her çocuk biriciktir ve oynadığı oyunlar, danışma içerisindeki diğer davranışlarıyla bütün olarak ele alınmalıdır.